Şeytani Verem Otu
Verem otu, bitki kavramımızı altüst eden bir bitkidir. Birçok bitkinin aksine verem otu, hemen hemen hiç klorofil içermez. Bilindiği gibi klorofil, bitkilerde fotosentez yoluyla, güneş enerjisinin şekerlere ve diğer besin maddelerine aktarılmasını sağlayan yeşil renk maddesidir.
Klorofilsiz olmasına ek olarak, diğer bitkilerin aksine, yetişkin bir verem otu, kendini toprağa bağlayan köklerden yoksundur.
Bu bitki, boğucu ot, şeytan barsağı, altın iplik, cin saçı gibi isimlerle de bilinir.
Bilimsel adı Cuscuta olan verem otu, "ip Canavarının Saldırışı" isimli botanik korku filminin kahramanıdır. Çünkü verem otu, sarı veya turuncu renkli ipliksi gövdesiyle yeşil bitkilerin gövdesini sararak yakalar ve emici organlarını kullanarak, onlardan suyu, besin tuzlarını ve besinleri emerek alır.
Verem otunun bir vampiri andıran bu davranışının nedeni klorofil içermemesi ve fotosentez yapamamasıdır. Verem otu kendi besinini üretemediği için bunları diğer bitkilerden elde etmek zorundadır.
Köklerinin bulunmayışının nedeni ise bu bitkinin suyu ve besin tuzlarını, toprak yerine, yakaladığı bitkilerden elde ediyor olmasıdır.
Verem otu çiftçilerin ve bahçıvanların korkulu rüyası olarak tarım alanlarında ve bahçelerde yaygın olarak bulunan bir zararlıdır.
Verem otu salgın halinde yayılırsa, turunçgiller, domates, şeker pancarı, patates diğer meyve ve sebze ürünlerinde büyük kayıplara yol açar. Ayrıca, yonca ve korunga gibi yem bitkileri ile, gül dahil süs bitkileri bu zararlıdan büyük ölçüde etkilenir.
Verem otu bitki hastalıklarına sebep olan mikropları da bir yerden diğer bir yere taşır. Bir kere yerleşmesi durumunda, verem otu ancak elle sökülerek ve tüm ipliksi gövdenin imhası ile kontrol edilebilir. Çünkü geride bırakılan küçücük parçacıklar tekrar büyüyerek yeni verem otunu oluşturur.
Her bir verem otu çok sayıda krem renginde küçük çiçekler ve 16.000'den fazla tohum oluşturur. Bu tohumlar 60 yılı aşkın bir süre toprakta canlı kalabilir ve uygun çimlenme koşullannın oluşmasını bekleyerek daha çok yeşil bitkiye saldırmak için fırsat kollar.
Bu özelliklerine bakılırsa, verem otunun dünyayı neden istila etmediğim merak edebilirsiniz. Mısır ve soya fasulyesi gibi birçok bitki iyi ki buna karşı genetiksel olarak dayanıklıdır.
Eğer verem otu, kendisine dirençli olan bitkilerin yanında çimlenirse, o zaman büyümesi için gereken besin maddeleri, su ve besin elementlerini kullanamadığı için ölür.
Bu kötü ününe rağmen, bu bitkinin bir de yararlı tarafı vardır. Bilinen 150.000 verem otu türünün bazıları, başka zararlı otların büyümesini engeller. Buna bir örnek olarak, nispeten sıcak iklimlerde yetişen ve diğer bitkileri tıpkı battaniye gibi örterek boğan, baklagillerden kudzu (Pueraria thunbergiana) bitkisi verilebilir.
Diğer verem otu türleri ise, kelebeklerin besin olarak yararlandığı bitkilerdir.